Blog

Okullar Kapanırken

  • 16 Haziran 2022
Okullar Kapanırken

İbrahim EMİROĞLU (1972-1978/1981-1984)

Yedi yıl, ömrün küçümsenmeyecek bir dönemini kapsar. Daha ötesinde bu dönem acı, tatlı, buruk anılarla dolu olursa daha da önem taşır. Bunun daha ötesinde, bu dönem Bornova (Koleji) Anadolu Lisesi’nin çatısı altında geçerse daha da çok anlam kazanır. Bu anlam, kutsallık derecesinde zihinlerde yer alır. Çünkü burada başlayan arkadaşlık, her geçen gün biraz daha aratarak kardeşlik duygularının doruğuna erişir.

Yıllar boyunca görev veren yönetici ve öğretmenler, bütün Anadolu liseleri arasında özellikle okulumuzda bu yüce duyguların tanığı oldular. Ben de onlardan birisiyim. Böylece tüm anılar ortak bir görünüm kazandı.

Altı yıl önce aranıza katıldım. O zaman bir kısmınız kısa pantolon giyiyor, bir kısmınız uzun ama hepinizin ortak görünümü çocuksu bir tablo oluşturuyordu. Yıllar birbirini izledi, her geçen yıl sizlere yapınızın karakterine uygun bir gelişim kazandırdı. Okulumuzun kendisine özgü atmosferi içinde bu gelişim bizleri mutlu kıldı.

Her geçen yıl sonunda, bu mutluluk halkasına bir yenisinin eklenmesi dileğiyle devir teslimler yapıldı. Anılar saf duru, art niyetsiz ve iç açıcı olarak zihinlerde yer aldı. Bu paha biçilmez anılar, bizleri, bir uçağın penceresinden, doğanın eşsiz ve büyüleyici manzarasını seyreden bir kimsenin duyabileceği hazzın çok ötesine ulaştırdı.

Ancak şimşekli, boralı ve fırtınalı bir havanın oluşturduğu bir bulut, bir çoklarımızın bakışlarından bu güzellikleri yoksun kıldı. Aralanan bulutlardan sonra, bu eşsiz güzelliklerin bir kısmının sel sularıyla yok olduğu görüldü. Gönülleri dolduran mutluluklar çok hazin bir iç burukluğuna dönüştü.

Sevgili mezunlar, toplumun her kesiminde oluşan çalkantının bir uzantısı biçiminde bürünen oluşumlardan okulumuzun tümüyle soyutlanması düşünülemezdi. Bu tutumun eleştirisi gelecekte daha sağlıklı olarak sergilenebilir.

Sevgili öğrenciler, yarının ümidi değerli mezun adayları,

Geleceğin Türkiye’sinde bir çoklarınız liderlik sorumluluğunu yükleneceksiniz. Şunu unutmamak gerekir ki, toplum liderlerden, kendisinde olanlardan daha üstün nitelikler ister. Liderler kendi hazineleri olan beyinlerini hiçbir zaman gelip geçici yargılarla vaktinden önce doldurmazlar. Eğer doldururlarsa geleceğin lideri değil de birer despotu birer diktatörü olurlar.

Böylece, yarının yeni toplumunun oluşturacağı gerçeklere ters düşerler. Tarih, toplumlarını felaketlere, acılara, bitmez tükenmez ıstıraplara sürükleyen diktatörlerden pek çok örnekler vermektedir.

Bu yüzden örnek insan olan ve lider kişiler, beyninin büyük bir kısmını kendisine saklar. Kendi özünden oluşturduğu değerlerin sentezini bilimsel olarak yaptıktan sonra ancak kullanılır hale getirir.

Geleceğin Türkiye’si büyük bir olasılıkla, sizlerden daha değişik veriler isteyecektir. Hükümleriniz peşinse, işte o zaman kendi çağınızın (kuşağınızın) gerisinde kalırsınız. Şu anda, en katı biçimde eleştirdiğiniz kişiler gibi sizler de o zaman daha katı olarak eleştirilirsiniz.

Bu benim kişisel düşüncemdir. Geçerliliği konusundaki değerlendirilmeyi gelecek yıllara bırakmak en doğru yol olsa gerek.

Hepinize sınavlarınızda başarılar dilerim.